Suriyeli mezar kazıcısı kimliğini açıkladı! Esed rejiminin toplu katliamlarını ifşa etti
Suriye’de toplu mezarların sessiz şahidi konuştu. Beşar Esed rejimi altında 2011’den 2018’in başına kadar zorla mezar kazmaya zorlanan ve Almanya’ya sığındıktan sonra birinci defa kimliğini açıklayan Muhammed Afif Nafieh, yaşadıklarını Middle East Eye’a anlattı.
YAŞADIKLARINI BİRİNCİ SEFER ANLATTI
Nafieh’in tanıklığı, Almanya’nın Koblenz kentinde iki Suriyeli yetkilinin insanlığa karşı hatalardan mahkûm edildiği davada kilit rol oynamıştı. Haftanın yedi günü çalışan Nafieh, 16 metrelik buzdolabı kamyonlarıyla getirilen yüzlerce azap görmüş cesedin gömülmesini denetliyordu. “Her türlü azap prosedürü uygulanmıştı. Onlara bakınca, o kişi ölmeye gelmeden evvel tekraren ölmüştü diye düşünürdüm” dedi.
“HAYIR” DEMEK YASAKTI
Savaş başlamadan evvel Şam Valiliği’nde defin işleriyle ilgilenen bir belediye çalışanı olan Nafieh, 2011’de istihbaratçılar tarafından misyonuna çağrıldı. O güne dek hiç ceset görmemişti. Cesetlerin sayısını, geldikleri güvenlik şubesini ve gömüldükleri yeri kaydetmekle görevlendirildi. “Hiç devamsızlık yapmazdım, geç kalmazdım. Tatil günümde bile işe giderdim” diyen Nafieh, rejimin sistemini şöyle anlatı: “Hayır demek yasaktı. Yoruldum, hastayım demek bile yasaktı. Tam bir totaliter rejimdi.” dedi.
RAPORLAR ESED’E ULAŞIYORDU
İlk çalıştığı yer olan Najha mezarlığı kısa müddette doldu. Soğutmalı kamyonlar mezarlığa girdiğinde yaşadığı şoku şöyle anlattı: “Kapılar açıldı ve felaket başladı. 300-400 ceset vardı. Aklım almıyordu.” Her rapordan dört kopya çıkarılıyor, bunlardan biri direkt Beşar Esed’ın başkanlık sarayına gönderiliyordu. Nafieh, “Esed, şubelerde olup biten her şeyi biliyordu” dedi.
GİZLİ MEZARLAR, İNFAZLAR, KAMYONLAR
Najha dolunca, istihbarat vazifelileri Nafieh’i Şam dışındaki Kuteyfe isimli bir bölgeye götürdü. Bölge daha ıssızdı, gözlerden uzaktı. Nafieh’ten Najha’daki grubunu buraya getirmesi istendi. Başta haftada bir-iki kamyon gelirken, daha sonra bu sayı haftada dört kamyona çıktı. Cesetlerin bir kısmı Sednaya Cezaevi’nden geliyordu. Nafieh’in tabirine nazaran, burada infazlar gece yarısı yapılıyor, cesetler sabaha karşı 03.00’te gömülüyordu. Öbür cesetler ise Şam’daki hastanelerden ulaştırılıyordu.
RÜŞVETLE KURTULUŞ VE ALMANYA’YA KAÇIŞ
Bunca yıl boyunca sessiz kalan Nafieh, sonunda bir kaçış planı yaptı. Hasta olduğunu öne sürdü, bir istihbaratçıyı rüşvetle ikna ederek misyonundan ayrıldı. 2018’de ikinci sefer rüşvet ödeyerek ailesiyle birlikte Suriye’den ayrıldı ve Almanya’ya iltica etti. Almanya’da tanıklık yaptığı Koblenz davası, Suriye devlet azabına karşı açılan birinci milletlerarası dava olarak tarihe geçti. İki rejim yetkilisinin mahkûm edilmesinde Nafieh’in tanıklığı kilit değere sahipti. “Bu zulüm yanıtsız kalamazdı” dedi.
YAPTIRIMLAR VE İKİLİ DAVET: EVVEL BASKI, ARTIK KALDIRIN
Nafieh, Koblenz’deki tanıklığının akabinde Suriye Acil Durum Misyon Gücü (Syrian Emergency Task Force) ile çalıştı. Yeniden Nafieh ve “Caesar” kod isimli eski isimli memurun tanıklıkları, ABD’nin 2019’da Suriye’ye uyguladığı ekonomik yaptırımların desteklerinden biri oldu. 2023’te ABD Kongresi Dış Bağlar Komitesi’nde konuşan Nafieh, Arap ülkelerinin Esed’le olağanlaşmasını engellemek için milletlerarası baskı davetinde bulundu.
ARTIK YÜZÜNÜ GİZLEMİYOR
Yıllarca kimliğini gizleyen Nafieh, “Kimliğimi bile açıklamamışken kayınlarım, eşleri, kız kardeşlerim tutuklandı” dedi. Lakin Esed rejiminin devrilmesinin akabinde artık saklanma münasebetinin kalmadığını belirten Nafieh “Rejim düştü, büyük bir sevinç yaşadım. Artık yüzümü göstermeye hazırım.” sözlerini kullandı.
