İş dünyasından ‘boykot’ çağrılarına peş peşe tepkiler
2 Nisan için yapılan boykot çağrılarına iş dünyasından reaksiyon geldi.
TOBB
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, üreten, istihdam sağlayan, yatırım yapan şirketlerin gaye haline getirilmesinin ve boykot davetlerinin yanlış olduğunu belirterek, “Şirketlerimiz siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır.” sözünü kullandı.
Hisarcıklıoğlu, ekonomik boykot davetlerine ait toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
“Üreten, istihdam sağlayan, yatırım yapan şirketlerimizin gaye haline getirilmesi ve boykot davetleri yanlıştır. Şirketlerimiz siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır.”
ASKON
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “boykot” davetlerine ait, “Süreci bu boyuta çekmek, ülke iktisadını gaye almak bir duruş değil tersine akıl tutulmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot davetlerine ait yazılı açıklama yapan Aydın, hukuksal bir süreç yaşandığını, savcıların kanıtlarını ortaya koyduğunu, yargıçların mahkeme sürecini başlattığını belirtti.
Sürecin hukuk çerçevesinde nihayete ereceğine dikkati çeken Aydın, şu tabirleri kullandı:
“Hukuki süreci de hukukçularınız ile yürütürsünüz. İnsanları sokaklara döküp karşı karşıya getirerek, ülkemizin ve milletimizin refahı için gece gündüz çabalayan üreticilerimizi amaç alarak süreci yürütemezsiniz. Süreci bu boyuta çekmek, ülke iktisadını gaye almak bir duruş değil bilakis akıl tutulmasıdır. Bu üslup bir davet, talep lakin ülkemiz üzerinde emperyalist fikri olan zihniyetlere ilişkin olabilir. Dün bu üslup davetlerin kimler tarafından yapıldığını biliyoruz. Bugün hala ülkemize bu stil boykotları uygulayanların kimler olduğunu biliyoruz.”
Orhan Aydın, bu davetlerin iktisada yönelik olumsuz tesirlerine işaret ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“Belirli bir tarafı ve kümesi kendi çıkarlarınız doğrultusunda konsolide edebileceğinizi düşünebilirsiniz ancak ülke iktisadına ziyan verecek olan bu davetlere karşı milletimiz sağduyusu ile boşa çıkartacaktır. Bu tip davetler yalnızca insanları bölmek, kendi taraftarlarını marjinalleştirmek için kullanılan bir argümandır. Halkımız da sağduyusu ile bunu boşa çıkaracaktır.”
ATO
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Lideri Gürsel Baran, yazılı açıklamasında, boykot davetlerine karşı itidal davetinde bulundu.
Son günlerde yerli ve ulusal eserlere yapılan boykot davetlerinin, ekonomik ve toplumsal hayat üzerinde oluşturacağı olumsuz tesirlere dikkati çeken Baran, kaydetti:
“Son devirde iktisadımızı amaç alan çağrıları iş dünyası olarak tasayla izliyoruz. Bu süreçte piyasaları dengesizleştirecek, iktisadımızı ve toplumsal hayatı olumsuz etkileyecek aksiyonları ve boykot davetlerini gerçek bulmuyoruz. Boykot, yerli ve ulusal üretimin, ticaretin, istihdamın ve vergi gelirlerinin altına mayın döşemek olur. Tüccarımızın, sanayicimizin, emekçimizin alın terini, milletimizin geleceğini heba etmemeliyiz. Üreticisinden işletme sahibine, tedarikçisinden çalışanına, milletimizin her bir ferdine olumsuz yansımaları olacak davetlere prim vermeyelim. Bu süreci ayrıştırarak boykotlarla değil, birlik ve beraberlik içinde, ülkemizi nasıl daha da geliştirebileceğimize odaklanarak geçirmeliyiz. Milletimizi itidalli olmaya davet ediyorum.”
TESK
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnaf ve sanatkara takviye olunması, ticaretin durdurulmaması gerektiğini belirtti.
Palandöken, “ekonomik boykot” davetine ait yaptığı yazılı açıklamada, “Bu ekonomik zorlukta müşterisine hizmet etmeye çalışan esnaf ve sanatkara dayanak olunmalı ve ticaret durdurulmamalı.” tabirini kullandı.
İSTANBUL TİCARET BORSASI
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, “boykot” davetlerine ait, “Vatandaşlarımız yerli markalarına sahip çıkınca, bu defa tüm ticareti engellemeye çalışıyorlar. Bu davet tam bir çaresizlik ve basiretsizlik örneği. Milletimiz bu oyunlara elbette gelmeyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan “boykot” davetlerine ait yazılı açıklama yapan Kopuz, davetlerin muhalefetin çaresizliğini gösterdiğini tabir etti.
Muhalefetin, yolsuzluk soruşturmasını unutturmak için her şeyi yaptığını ve tüm tuşlara bastığını belirten Kopuz, “Önce gençleri sokağa dökmeye çalıştılar, istedikleri başarıyı elde edemeyince, yerli ve ulusal markaları amaç tahtasına koydular. Vatandaşlarımız yerli markalarına sahip çıkınca, bu kere tüm ticareti engellemeye çalışıyorlar. Bu davet tam bir çaresizlik ve basiretsizlik örneği. Milletimiz bu oyunlara elbette gelmeyecektir.” sözünü kullandı.
Ali Kopuz, boykot davetlerinin “yolsuzluk soruşturmalarının üzerinin örtülmesi” maksadıyla yapıldığını belirterek şunları kaydetti:
“Bu davetler, bir yolsuzluk soruşturmasını örtmek ve algı idaresi için yalnızca Türkiye’nin ticaretini, esnafın yararını ve milletin muhtaçlık duyduğu eseri almasını engellemeyi değil, milleti ayrıştırmayı da göze almış durumda olduklarını gösteriyor. Bu boykot davetini, çok çaresiz durumda olduklarının açık bir göstergesi olarak görüyorum ve milletimizin yarın onlara gereken yanıtı vereceğine inanıyorum.”
İSTANBUL TİCARET ODASI (İTO)
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan ekonomik boykot davetlerine ait toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“Bizi biz ve bir yapan kıymetlerimize sahip çıkmamız gereken günlerden geçiyoruz. Şirketlerimiz bu kıymetlerimizin başında gelir. Boykot davetleri yanlıştır. Türkiye, bir aklıselim ülkesidir. Esaslı devlet geleneğiyle, kısır siyasi çatışmaların savuracağı bir ülke olamaz. Kaybedenin Türkiye’nin şirketleri, Türkiye’nin iktisadı, 86 milyon vatandaşımızın fedakarlığıyla oluşturduğu üretim birikimi olmasına müsaade vermemeliyiz. Türkiye’nin yerli ve bağımsız iktisadının eseri ve istihdam kaynağı olan şirketlerine saldırılamaz.”
İSTANBUL SANAYİ ODASI
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Lideri Erdal Bahçıvan, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan ekonomik boykot davetlerine ait toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
“Demokrasinin olduğu toplumlarda vatandaşın beğenmediği, fikrinin uyuşmadığı bahislerde itiraz ve tenkit hakkını kullanması, yasal yollardan yansısını ortaya koyması demokratik, doğal bir haktır. Son günlerde ülkemizde ticari hayatı sekteye uğratacak, üretim hayatında olumsuz sonuçlar doğuracak davetler konusunda dikkatli ve hassas olunmalıdır. Üretim ve ticaret hayatındaki dengelerin sarsılması, tahrip edilmesi yerine; demokrasinin ve kanunların hudutları içinde hareket edilmesinin ülkemiz için faydalı olacağını düşünüyorum.”
MÜSİAD
Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) şu açıklamayı yaptı:
“Muhalefet partisi tarafından 2 Nisan için duyurulan ve birtakım çevrelerce de desteklenen genel boykot daveti, sırf ekonomik istikrarları bozma teşebbüsü değil, birebir vakitte piyasaları kilitleyerek üretimi ve istihdamı olumsuz etkileme uğraşıdır. Bu davet, yerli ve ulusal sermayemizi zayıflatmaya, ekonomik bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya ve global sermayeye alan açmaya yönelik açık bir teşebbüstür. İktisat, bir milletin ortak emeğidir. Bu emeği sekteye uğratmaya yönelik her hareket, sırf firmalarımıza değil, esnafımıza, sanayicimize ve tüm vatandaşlarımıza ziyan verecektir. MÜSİAD olarak, toplumumuzu bu cins yapay kriz davetlerine karşı durmaya davet ediyoruz. Tüm vatandaşlarımızı 2 Nisan günü ekonomimize daha güçlü dayanak vermeye, yerli üretim yapan firmalara ve markalara sahip çıkmaya, alışverişlerini ertelemek yerine, Türkiye’nin ekonomik istikrarını korumak için iktisada katkı sağlamaya davet ediyoruz. Türkiye iktisadı, üretim gücü, istihdam imkanları, ihracat odaklı büyüme modeli ve girişimcilerimizin azmiyle son yıllarda kıymetli bir ivme kazanmıştır. İş dünyamızın özverili çalışmaları sayesinde ülkemiz, global iktisattaki zorluklara karşın istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Daha evvel de belirttiğimiz üzere iş dünyası, siyasi tartışmaların dışında tutulmalı ve tüm paydaşlar, ülkemizin refahı için ortak akılla hareket etmelidir.”
AESOB
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Lideri Adlıhan Dere, “boykot” davetlerine ait, “Esnaf ekmeğinin sıkıntısında, dükkanını açıp, meskene ekmek götürmek istiyor. Boykot davetleri yalnızca bir esnafa, bir işletmeye değil herkese ziyan verir.” dedi.
Dere, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot davetlerine ait yaptığı açıklamada, türel bir süreç yaşandığını, bahsin yargıda olduğunu belirtti.
Boykot davetlerinin esnafa ziyan vereceğini söz eden Dere, “Ortada bir soruşturma var ve bu hususta yargı vazifesini yapacaktır. Biz esnafız, birleşmeden, uzlaşmadan yanayız. Hiçbir tartışmanın bir kesimi olmak istemeyiz. Esnaf ekmeğinin kederinde, dükkanını açıp, konuta ekmek götürmek istiyor. Boykot davetleri yalnızca bir esnafa, bir işletmeye değil herkese ziyan verir.” diye konuştu.
TÜRES
Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, “boykot” davetlerinin yerli ve ulusal markalar ile küçük esnafı güç durumda bırakabileceğini belirterek, “Bu davetlerle Türkiye’deki farklı siyasi görüşlerden tüm esnafımız, üreticimiz ve işletmelerimiz gaye alınıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan “boykot” davetlerine ait yazılı açıklama yapan Bingöl, bugün toplumsal medyada yayılan ve 2 Nisan’da yapılacak boykot davetini kınadıklarını bildirdi.
Bu davetin ülke iktisadını gaye aldığını, yerli ve ulusal markalar ile küçük esnafı sıkıntı durumda bırakacağını kaydeden Bingöl, şu sözleri kullandı:
“Bu davetlerle Türkiye’deki farklı siyasi görüşlerden tüm esnafımız, üreticimiz ve işletmelerimiz maksat alınıyor. Milyonlarca insan, boykot yapılması istenilen o alışverişler sayesinde geçimini sağlıyor. Bu işletmelerimizin elektriği, suyu, çalışan ödemesi ve kirası var. Bu sebeple kelam konusu davetin karşısındayız. Bu durumun hiç kimseye bir yararı olmadığı üzere iktisada de ziyan verecektir. Hassas vatandaşlarımızın yarın daha çok alışveriş yapmasını ve daha çok tüketmesini istiyoruz. Yerli ve ulusal markalarımıza tam takviye veriyoruz. İnanıyoruz ki bu çağrıyı milletimiz sağduyusuyla boşa çıkaracaktır.”
VAN TSO
Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Lideri Necdet Takva, “boykot” davetlerine ait, “Siyaseti özel bölüm üzerinden dizayn edemezsiniz, siyasetçi, siyasetini yapacak. Bu boykot davetini manalandırmak mümkün değil, bu yaklaşımın yanında değil karşısındayız.” dedi.
Takva, yaptığı açıklamada, kimi firma ve markalara yönelik “boykot” davetlerini anlamsız bulduğunu söyledi.
Çağrıların yanlış olduğunu belirten Takva, “Siyasetçiler süreçleri yönetirken ister muhalefette ister iktidarda olsun hür piyasayı olumsuz etkileyecek hiçbir yaklaşımı yanlışsız bulmuyoruz. Bu nedenle boykot davetlerini akıl tutulması olarak değerlendiriyorum. Hangi görüşten olursa olsun bu davetleri hakikat bulmuyoruz.” tabirini kullandı.
Halkı firmalara karşı örgütlemenin yanlış olduğunu vurgulayan Takva, şunları kaydetti:
“Siyaset terminolojisinde bu türlü bir yaklaşım yok. Kamu firmalarını boykot edebilirsiniz ancak özel kesime yönelik hiçbir olumsuz yaklaşım yanlışsız değil. Hakikaten bu firmalarda binlerce kişi istihdam ediliyor. Kimse onlar üzere düşünmek zorunda değil. Siyaseti özel dal üzerinden dizayn edemezsiniz, siyasetçi, siyasetini yapacak. Bu boykot davetini manalandırmak mümkün değil, bu yaklaşımın yanında değil karşısındayız. O firmalar, markalar büyük riskler alarak üretim yapıyor. Bu nedenle bu davetler bir akıl tutulmasından öteki bir şey değil.”
KONYA TİCARET ODASI
Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, “boykot” davetlerine ait, işletmelere yönelik her türlü siyasi boykota karşı olduklarını belirtti.
Öztürk, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot davetlerine ait yaptığı açıklamada, davetlerin siyasi olduğunu kaydetti.
Ülkedeki üretim ve istihdam sağlayan bütün işletmelerin baş tacı olduğuna değinen Öztürk, “İşletmelerimize yönelik her türlü siyasi boykota karşıyız. Bu tip davetler işletmelere olduğu kadar ülke iktisadına de çok önemli ziyan verir.” ifadesini kullandı.
Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen de Türkiye’nin itidalli ve sağduyulu olunması gereken bir periyottan geçtiğinin altını çizerek, “Enflasyonla çaba ettiğimiz bu devirde ülkemizin sanayi üretimine, ticari hayatına olumsuz yansıyabilecek her türlü davranıştan uzak durulmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin kendi bölgesinin en güçlü sanayi ülkesi olduğuna dikkati çeken Büyükeğen, ülkenin bu gücünü sürdürülebilir kılmanın herkesin sorumluluğu olduğunu belirtti.
BURSA TİCARET VE SANAYİ ODASI
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Lideri İbrahim Burkay, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, üretim ve ticaretin, siyasi tartışmaların modülü haline getirilmemesi gerektiğini belirtti.
Boykot davetlerinin en çok çalışanı, üreticiyi ve ülkeyi etkilediğini aktaran Burkay, şu sözleri kullandı:
“Üreten, istihdam sağlayan ve yatırım yapan şirketlerimizi maksat göstermek, ülkemizin ekonomik geleceğine ziyan vermektir. Üretim ve ticaret, siyasi tartışmaların kesimi haline getirilmemeli, emeğiyle ayakta duran, binlerce insanımıza iş imkanı sunan işletmelerimiz kişisel yansıların gayesi olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki boykot davetleri, en çok çalışanı, üreticiyi ve ülkemizi tesirler. İktisadımızı ayakta tutan, dışa bağımlılığı azaltan ve istihdam oluşturan firmalarımızın boykot yoluyla cezalandırılması, uzun vadede ülkemize kaybettirir. Tenkit, demokratik bir haktır fakat tahlil, yıkmak değil, birlikte daha güzelini inşa etmektir.”
ANTALYA TİCARET VE SANAYİ ODASI (ATSO)
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Lideri Yusuf Hacısüleyman, “boykot” davetlerine ait, “Üretim ve istihdam sağlayan üyelerimiz için olumsuz olabilecek her türlü davranıştan kaçınmalıyız.” dedi.
Hacısüleyman, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot davetlerine ait yaptığı açıklamada, üretim ve istihdamın devamının, ekonomik bağımsızlığın temel ögelerinden olduğunu belirtti.
Üretimin ve istihdamın devam etmesi gerektiğini tabir eden Hacısüleyman, şöyle devam etti:
“Üretim ve istihdam sağlayan üyelerimiz için olumsuz olabilecek her türlü davranıştan kaçınmalıyız. Son haftalarda yaşadığımız bu kuvvetli süreci toplumun tüm kısımlarını tatmin edecek ve hukukun üstünlüğünü hakim kılacak tahlillerle aşacağımıza inanmaktayız.”
